Emekli Olan Memurlardan Peşin Ödenen Maaş Geri Alınabilir mi?

Devlet memurluğu, uzun yıllar süren bir hizmetin ardından emeklilikle taçlanan bir kariyer yolculuğudur. Bu yolculuğun sonuna gelindiğinde, yani emeklilik vakti çattığında, hem memur hem de kurum açısından yerine getirilmesi gereken idari ve mali işlemler bulunur. Bu işlemlerden belki de en somut olanı, son maaşın ödenmesi ve mali ilişkinin kesilmesidir. Türkiye’deki kamu personel rejiminin önemli bir özelliği, memur maaşlarının genellikle çalışılacak dönem başlamadan önce, yani “peşin” olarak ödenmesidir. Peki, her ayın 15’inde bir sonraki ayın 14’üne kadar olan dönemin maaşını alan bir memur, maaşını aldıktan hemen sonra veya o ay içinde emekli olursa ne olur? Devlet, memurun emekli olduktan sonraki günlere isabet eden, yani fiilen çalışmadığı döneme ait peşin ödenmiş maaş kısmını geri isteyebilir mi? Bu soru, hem emekli olan memurların mali hakları hem de kamu kaynaklarının kullanımı açısından önemli bir hukuki detayı barındırmaktadır.

Devlet Memurlarının Aylık Maaşı Peşin Ödenir

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK), memurların mali haklarına ilişkin temel çerçeveyi çizer. Kanunun “Aylığın Ödeme Zamanı ve Şekli” başlıklı 164. maddesi, bu konudaki ana prensibi ortaya koyar: “Memurlara aylıkları her ayın başında peşin ödenir.” Bu hüküm, memurların maaşlarını, çalışacakları dönemin başında aldıkları anlamına gelir. Uygulamada, kamuda yerleşmiş teamül ve düzenlemelerle bu “aybaşı” ifadesi, genellikle her ayın 15’i olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, bir devlet memuru ayın 15’inde maaş aldığında, aslında o ayın 15’inden bir sonraki ayın 14’üne kadar olan dönemin ücretini peşin olarak almış olur. Bu peşin ödeme sistemi, memurlara mali bir öngörülebilirlik sağlamakta ve idareler açısından da ödeme süreçlerini kolaylaştırmaktadır.

Memurların Emeklilik ve Ölümü

Maaşların peşin ödenmesi kuralı genel olarak geçerli olsa da, 657 DMK Madde 164, bu kuralın iki özel durumda nasıl işleyeceğine dair çok önemli ve net bir istisna getirir. Maddede yer alan hüküm şöyledir: “Emekliye ayrılma ve ölüm hallerinde o aya ait peşin ödenen aylık, geri alınmaz.”

Bu hüküm, lafzı ve ruhu itibarıyla hiçbir yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır. Kanun koyucu, memurun emekliye ayrıldığı veya vefat ettiği ayda, o ay için peşin olarak ödenmiş olan maaşın, çalışılmayan günlere tekabül eden kısmının dahi geri alınamayacağını kesin bir dille ifade etmiştir.

Bu kuralın pratikteki anlamı şudur:

Ayın 15’inde maaşını alan bir memur, aynı gün (ayın 15’inde) emekli olursa, aldığı maaşın tamamı kendisine aittir ve geri istenemez.

Ayın 15’inde maaşını alan bir memur, ayın 16’sında, 20’sinde, 30’unda veya takip eden ayın 14’ünden önceki herhangi bir tarihte emekli olursa, yine ayın 15’inde aldığı maaşın tamamı kendisine aittir ve çalışmadığı günler için bir kesinti veya geri ödeme talep edilemez.

Aynı durum, memurun vefatı halinde de geçerlidir. Memurun vefat ettiği ay için peşin ödenen maaş, kanuni mirasçılarından geri talep edilemez.

Bakanlık görüşü de tam olarak bu durumu teyit etmektedir. Ayın 15’inde emekli olan personele “fazladan bir maaş ödendiği” şeklindeki bir değerlendirmenin 657 DMK 164 karşısında geçerli olmadığı, peşin ödenen bu aylığın geri alınamayacağı açıkça belirtilmiştir.

Maaş Neden Geri Alınmaz?

Kanun koyucunun 657 DMK 164. maddeye emeklilik ve ölüm halleri için böyle özel bir hüküm eklemesinin ardında yatan mantığı ve sosyal amacı anlamak önemlidir. Bu kuralın birkaç temel gerekçesi olabilir:

Emeklilik, aktif çalışma hayatından düzenli gelirin kesildiği bir dönemin başlangıcıdır. Emekli aylığının bağlanması belirli bir süre alabilir. Peşin ödenen son maaşın geri alınmaması, emekliye ayrılan memura veya vefat durumunda geride kalan ailesine, bu kritik geçiş döneminde acil ihtiyaçlarını karşılamaları için bir nebze olsun mali destek sağlar. Bu, sosyal devlet ilkesinin bir yansıması olarak görülebilir.

Yıllarca kamu hizmetinde bulunmuş bir memurun emekliliği veya vefatı durumunda, son ay maaşının tamamının ödenmesi, bir nevi hizmete saygı ve teşekkür ifadesi olarak da yorumlanabilir. Çalışılmayan günler için küçük meblağların peşine düşmek yerine, son maaşın bir bütün olarak bırakılması daha hakkaniyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilmiş olabilir.

Emeklilik veya vefat durumunda, ayın hangi gününde ayrılışın gerçekleştiğine bakarak çalışılmayan günler için maaşın “kıst” (orantılı) kısmını hesaplamak, bunu kişiden veya mirasçılarından talep etmek ve tahsilat sürecini takip etmek, idareler için ek bir iş yükü ve bürokrasi anlamına gelir. Özellikle vefat gibi hassas durumlarda bu tür bir mali takip, hem idari olarak verimsiz hem de insani olarak uygunsuz olabilir. DMK 164’teki net hüküm, bu tür hesaplamalara ve takiplere gerek bırakmayarak idari kolaylık sağlar.

Kanundaki bu açık hüküm, hem memurlar hem de idareler için bir belirsizliği ortadan kaldırır. Emeklilik veya vefat durumunda maaşın geri alınıp alınmayacağı konusunda herhangi bir tereddüde veya farklı uygulamaya yer bırakmaz.

Kamu Zararı İddiası Geçerli mi?

Bazı durumlarda, memurun fiilen çalışmadığı günler için maaş ödenmiş olmasının 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında bir “kamu zararı” oluşturup oluşturmayacağı sorusu akla gelebilir. 5018 sayılı Kanun’un 71. maddesi, kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmalleriyle mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında eksilmeye neden olunmasını kamu zararı olarak tanımlar ve bunun ilgililerden faiziyle tahsil edileceğini belirtir.

Ancak, emeklilik veya ölüm halinde peşin ödenen maaşın geri alınmaması durumu, bir kamu görevlisinin mevzuata aykırı bir işleminden kaynaklanmaz. Tam tersine, bu durum doğrudan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 164. maddesindeki açık ve özel bir yasal hükme dayanmaktadır. Bir kanunun açıkça izin verdiği, hatta emrettiği bir uygulama, başka bir genel kanun (5018 sayılı Kanun) kapsamında “mevzuata aykırı” olarak nitelendirilip kamu zararı olarak değerlendirilemez. Özel kanun hükmü (DMK 164), genel kamu zararı tanımına göre önceliklidir ve bu özel durumu düzenler. İlgili Bakanlık görüşünün de “…yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde işlem yapılmasının uygun olacağı…” şeklindeki sonucu, DMK 164’ün uygulanması gerektiğini ve kamu zararı iddiasının bu özel durumda geçerli olmadığını teyit etmektedir.

Sonuç olarak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 164. maddesi son derece açık ve nettir: Memurun emekliye ayrıldığı veya vefat ettiği ay için kendisine veya mirasçılarına peşin olarak ödenmiş olan maaş, devlet tarafından geri talep edilemez. Bu, kanunla güvence altına alınmış bir haktır. Maaşın ayın 15’inde ödenmiş olması ve emekliliğin aynı gün veya takip eden günlerde gerçekleşmesi bu durumu değiştirmez. İdarelerin, emekli olan personelden veya vefat eden personelin mirasçılarından, o aya ait maaşın çalışılmayan günlere tekabül eden kısmını geri istemesi yasal olarak mümkün değildir. Bu kural, hem mali bir güvence sağlamakta hem de yıllarca süren kamu hizmetinin sonlanması veya vefat gibi hassas durumlarda idari kolaylık ve hakkaniyet sunmaktadır. Dolayısıyla, emekli olan memurlar ve aileleri, son ay peşin ödenen maaşın tamamının kendi hakları olduğu konusunda yasal bir güvenceye sahiptirler.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün 26/11/2024 tarihli ve 11050449 sayılı görüşünde, ayın 15’inde maaşını alarak emekli olan bir personel için benzer şekilde görüş bildirilmiştir.

Yorum gönder